25 Ekim 2010 Pazartesi

sigara

Çok sigara içerdim
Pat diye bırakayım derken
Her sabah düşüncesiyle uyandım
Baktım olmuyor
...Yavaş yavaş uzaklaştım
.........Son içtiğim sigaradan sekiz saat sonra
Nefesim değişti...
İkinci sekiz saatte
Ciğerlerim onarıma başladı
Üçünü sekiz saatte
Yüzümün rengi aynı değildi artık
Sende öylesin sevgilim
Bak,alıştım olmayışına
Şimdi seni hiç sevmemiş gibiyim
Sigarayı özlüyor muyum? diye sorarsan
Sadece içenleri gördüğümde sevgilim
Sadece içenleri gördüğümde. . .

Ceyhun Yılmaz..

23 Ekim 2010 Cumartesi

ahh!!!
yağmur cesur, yağmur alt yazısız ve kör...
sokak çoçuklarını görmeyen, öpüşleri ayrtan...
alnına bilincsiz ıslatmanın çaresizliği yazılan...
yağmur yeryüzüne kaçışıyor benim gidecek yerim yok...
 

19 Ekim 2010 Salı

nerede kalmıştık?

elimde bir cevap, sorusu eksik.
şubat ayına saklıyorum  kopardığımın yüreğimin yeniden yeşermesi için...
Benden seni gizlerken, seni bulduğumda kaybettim seni...
seni çok seviyorum ve seni dileniyorum...

evet-hayır-(...)

evet mi?
evet denedim gördüm ve karar verdim
mutluyum çünkü denemekten KORKMADIM
hayır mı?
hayır tabi ki de
sen kimsin ki benim yanımda durasın...
sen kimsin ki ben hak edesin...
ya da ilgim yok kalbim boş...
bir başka deyimle 
-tipim değilsin...
(...)
(...) bu ne yaaa
gözüne bakarım 
mesajı atarım
isanım be insan
insanca duygularımı anlatan bana insanca vazifen olan cevap hakkını isterim sadece
kızmıyorum kii:(
ne hakla
sadece tanıyorum
soğumam için sebepler sunman güzel bir şey
en azından o da bir şey::)

17 Ekim 2010 Pazar

iman-ibadet-namaz-temizlik

dürüstçe açık olmak tüm mesele buysa eğer biz insanlar neden çekiniyoruz...
çok basit insanız...
insan kaybetmekten korkar...
korku insanı keşfetmeye zorlar...
ve en kolay keşifse yalandır:))
tüm mesele bu...

çözüm: iman
imanı güçlendiren ibadet
ibadetin temeli namaz
namazın zamanı böler(5)
bu da bizi programllı biri yapar...
sonuç:programlı biri prensibi oturmuş hayatı düzgün yaşar... bu yaşam bizi dürüstlükten doğruluktan alıkoymaz...

garip

garip olan bulduğunu sandığın şeyin gerçekten elde edip etmediğidir...
garip olan eline geçen ilk fırsatı değerlendirememdir..
garip olan geriye bakıp neden diye sormandır...
öyle bir andır ki o kuşun kapanın içindeki yemi almasıyla avcının tepki vermemesi gibi...
geldi...
vurdu...
geçti...
afallamak
bu olsa gerek...
 

15 Ekim 2010 Cuma

oyun

Aşkı gördüm sandım... 
haykırdım!!!
bağırdım!!!
çağırdım!!!
ama çoktan oyun bozulmuştu...
çelik çömlek patlamıştı...
gözümden akan yaş oyunu kaybettiğimin göstergesiydi..
ebe bendim...
kovaladım
ama yakalayamadım...
umudumu kaybettiğim an fasülye olduğumu öğrendiğim an'dı...
o günden sonra öğrendiğim tek şey Aşk ın oyun olduğu ve büyüdüğümde ise rolden role geçsekte asla gerçek sahnede olamayacağımdı...

3 Ekim 2010 Pazar

şizofrenden heceler

duvar saati
gazoz kapakları
hayata tüküren orospular
ruj izleri
kırılgan aynalar 
korkak orgazmlar
ıslak dudaklar 
geri alınmış sözler
çiseleyen bakışlar
tehlikeli şiirler
devrimci çoçuklar
sızılı eller
erkeksiz kadınlar
kadınsız erkekler
ürkek mermiler
morarmış güneş
...
hepsi senle tanımlanmak için dolaşıyor bedenimde ve bununla beraber sözlüğümden eksilen nice kelimeler... Dedim ya, göğsüme vuruyor yalnızlık denilen popüler kelime...

1 Ekim 2010 Cuma

yalnız gibiydi ağlamaklı yüreğinde
acısı ne yalnızlığından ne aşk acısındandı
ne terkedilişti sebep ne yokoluş
sadece aradığını bulamamıştı...
her seferin arayışlar içinde bulsa da kendini hep inkar etti...
okyanus ortasında girdaba yaklanan bir balık misali tutunacak dalı
son ana kadar bekledi...
balık suda boğulurmu demeyin
insan kadar kendi kendini boğmayı başarabilen bir varlık varyaa daha ne olsun
sonuç mu halaaa aramaktan kendini bırakmayan BEN tek çarenin
ALLAH yolunda atılcak bir adım olduğunun farkındyım...
sonuç mu o adımı atacak cesaret
korkuyormuyum
evet galiba...